2022 Aralık ayında, Avrupa Birliği Çevre Komitesi (ENVI) aldığı kararla Avrupa Atık Sevkiyat Yönetmelikleri hakkında, Avrupa Birliği sınırları içinde üretilen plastik atıkların Avrupa Birliği sınırları içinde işlenmesinin ve geri dönüşümünün sağlanması, bu atıkların AB sınırları dışına ihracatının yasaklanması konusunda Avrupa Birliği Parlamentosu’na bir görüş hazırlamıştı. 17 Ocak 2023’te ise, Avrupa Birliği Parlamentosu bu kararı oylayarak, AB’de üretilen plastik atığın, OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) üyesi olmayan ülkelere ihracatının yasaklanmasına, OECD ülkelerine ihracatının ise dört yıl içinde kademeli olarak durdurulacağına dair karar aldı. AB Parlamentosu’nun kararının uygulanması, AB Konseyi tarafından gerçekleştirilecek. AB Konseyi’nin öncülüğünde, üye devletlerin bu kararı uygulamaları amacıyla kendi iç hukuk sistemlerine entegre etmeleri sağlanacak.
Change.org platformunda Avrupa’nın Plastik Atıkları Türkiye’ye Gelmesin talebiyle imza kampanyası yürüten Dr. Sadun Bölükbaşı, AB parlamentosunda yaşanan gelişmelere yönelik şu yorumda bulundu: “Avrupa Atık Sevkiyat Yönetmeliği taslak düzenlemeleri daha önce AB’den atık ihracatının sadece OECD üyesi olmayan ülkelere yasağını düzenliyordu. Ne var ki, atık ihracat ve ithalatının alıcı ülkelerde neden olduğu ihlaller, Türkiye’de plastik geri dönüşüm sektörünün yol açtığı çevresel ve insan hakları ihlallerine ilişkin onlarca araştırma raporu çalışması ve kampanyalar sayesinde, AB Çevre Komitesi, OECD üyesi olmayan ülkelere de ihracatın yasaklanması konusunda görüş oluşturdu.”
Sadun Bölükbaşı Türkiye’nin plastik atık ithalatı sürecini ise şöyle aktardı: “2019’un sonunda Çin’in atık ithalatını yasaklamasının akabinde, Türkiye atık ihracatının ana varış noktalarından biri olmuştu. Son 3 yıldır, Türkiye en çok atık ihracatı yapılan ülkelerden. Yayınlanan bir araştırma raporuna göre, 2021 yılında, AB sınırları içinde üretilen atığın %35’i Türkiye’ye ihraç edildi. Türkiye’nin geri dönüşüm hacminin %78,7’sini ithal plastik oluşturuyor ve bunun %58’i AB’den geliyor. AB ülkelerinin yasağı uygulaması sayesinde, Türkiye kendi sınırları içinde oluşan atığın yönetimiyle ilgili daha kararlı adımlar atabilir ve daha yüksek geri dönüşüm hedeflerine ulaşabilir. Bugüne kadar üretilen plastiğin sadece %9’u geri dönüştürüldü. Plastik üretiminin neden olduğu sera gazı emisyonları, plastiğin neden olduğu çevre ve sağlık risklerinden kurtulmak için temel ve öncelikli hedef ise plastik üretiminin ve tüketiminin azami seviyede azaltılması.”
Çukurova Üniversitesinde öğretim üyesi ve Mikroplastik Araştırma Grubu’nun kurucusu olan Doç. Dr. Sedat Gündoğdu ise “Avrupa'nın, iklim, çevre ve insan sağlığı üzerinde yıkıcı sonuçlar doğuran plastik çöp problemini üçüncü ülkelere ihraç etmeye devam edemeyeceğini anlamasını olumlu,” yorumunda bulundu ve ekledi: “Bu karar ayrıca Türkiye'nin de artık kendi plastik çöpüyle ilgilenmesine de fırsat verecek. Artık "çöp değil hammadde" yaklaşımının ülkenin kendi çöpleri için söylenmesi için de bir fırsat bu işi yapanlara da bu işle ilgilenen bakanlığa da. Bakanlık artık rahatlıkla 4 yıl sonra plastik çöp ithalatı tümden yasaklanacak diyebilir. 4 yıl içinde de kısıtlamaları arttırarak bu işi yapanların bu işi terk etmelerini zorlamalıdır. Başka da yol yok gibi görünüyor zaten.
Gündoğdu ayrıca, “Komisyonun önerisine göre OECD'ye yapılan tüm çöp ihracatları, alıcı ülkelerin/ihracatçıların yükümlülüklere uymaması durumunda (burada çöpün akıbetine dair denetim ve raporlamalar önemli) AB'nin sevkiyatları askıya alma hakkına sahip. Bu aynı zamanda ithalatın ulusal atık yönetim planlarını etkilemediğini göstermekle de mümkün. Yani örneğin Türkiye’deki şirketlerin ithal ettiği plastik çöpler çevresel bir sorun yaratırsa ya da işte bu firmaların iç piyasadan plastik çöp almadığı tespit edilirse bu durumda o ülkeye ihracat kesilebilir. Ancak bu yine de risk. Artık cin şişeden çıktı. Ne yapılırsa yapılsın, son tahlilde bu çöp ticareti artık devam edemez,” açıklamasında bulundu.
SON YAZILAR