“Proje alanının tamamı tarım arazisi
Köydeki buluntular ve Galatlardan kalan kalıntılar, en 3 bin yıldır bu topraklarda tarım yapıldığını gösteriyor. Buğday, arpa, nohut yetiştiriliyor. Proje alanı 13 bin dekarlık köy arazisinin 11 bin dekarını kapsıyor. Tarım ve hayvancılık tamamen bitecek.
Sular kuruyacak
Yer altı ve yerüstü su kaynakları kaybedilecek, maden köyü susuzlaştıracak, su kalitesini ağır metallerle bozarak kullanılmaz hale getirecek.
Yaratılan toz, emisyon ruhsat alanı dışındaki toprakları da etkileyecek
En az 25 yıl, milyonlarca ton toprak yerinden alınıp başka yerlere taşınacak, ağır metallerin serbest kaldığı toz bütün bölgeye yayılacak.
Mogan ve Eymir Gölleri’nin yer aldığı Özel Çevre Koruma Bölgesi etkilenecek.
Bu bölge kuşlar tarafından barınma, üreme, konaklama amaçlı kullanılan, Ramsar’a aday gösterilen önemli kuş alanlarından birisidir. Bölgede 83 farklı kuş türü tespit edilmiştir. 47’si endemik 493 bitki türü bu bölgede yaşamaktadır. Toz, açığa çıkan ağır metaller, gürültü biyolojik çeşitlilğe zarar verecektir.
Kaitesiz kömür yakılmak üzere 200 km uzaklıktaki termik santrale taşınacaktır.
Milyonlarca ton düşük kalorili kömür 200 km uzaklıktaki Eskişehir Mihalıççık da bulunan santrale taşınacaktır. Yaratılan trafik, harcanan yakıt, kazalar, toz emisyonu onlarca yıl sürecektir.
Dünya kömürden vaz geçerken biz de ki bu ısrar niye ?
Kömürlü termik santraller, yarattıkları toz ve emisyon, kullandıkları su ile küresel ısınmanın baş sorumlularından biriyken, 30’dan fazla ülke kömürden çıkış programlarını açıklarken Türkiye’nin kömür ısrarını anlamak mümkün değildir.
ÇED İzinleri formaliteden ibaret bir sürece dönüşüyor.
Bütün topraklar kaybediliyor, sular kirleniyor ve kaybediliyor, toz toprak,emisyon bırakın köyü her tarafı tehdit ediyor; ÇŞİB akanlığı ÇED Gerekli Değildir kararı veriyor.
Şirket; 11.000.000 m2 için kömür ruhsatı almış, ama 249.300 m2 de kömür çıkaracam demiş, 250.000 m2 olsa, daha kapsamlı bir izne tabi olacak. ÇED Raporu hazırlanacak, halkı bilgilendirme, İnceleme Değerlendirme Kurulları, Nihai ÇED gibi süreçlerde tartışmaya açılacaktır. Bu art niyet bile görülemiyor. Şirketin ruhsat alanı, izin istediği alanın 44 katı büyüklüğünde.
Kolaylıkla verilen bu izinler; geleneksel köy kültürüne olduğu kadar, bilim, vicdan ve hukukun duvarına da çarpacaktır. TEMA Vakfı Ankara Temsilciliği olarak toprağını, suyunu, tarımını korumaya çalışan köy halkına saygılarımızı sunuyoruz”
Haber Kaynağı: https://bha.net.tr
SON YAZILAR