Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş deprem gündemi üzerine dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Hüseyin Baş depremin vurduğu kentleri ikinci kez ziyaretinin ardından yaptığı değerlendirmeleri sosyal medya hesabından paylaştı.
“Ben hakkımı helal etmiyorum”
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın depremzedelerden helallik istemesine değinen BTP lideri, “Ben helal etmiyorum” başlıklı videosunda şunları söyledi, “Cumhurbaşkanı bölgeye gidiyor, ‘Biz buraya geç geldik, biz burada eksik işler yaptık, biz yanlışlar yaptık hakkınızı helal edin’ diyor. Bak, bu insani bir refleks ama oradan biri çıkıp ‘Ben hakkımız helal etmiyorum’ dese ne olur? Kimse bunu söyleyebiliyor mu? Bizim insanımızın bunu söyleme hürriyeti var mı? Ben hakkımı helal etmiyorum. Hüseyin Baş olarak, şahsi olarak benim de hakkım var, o toprakta benim de hakkım var. Bu benim devletim, benim ülkem. O insan benim insanım. Ben sana hakkımı helal etmiyorum, sen bizim hakkımızı yedin. İstediğin müteahhidi istediğin gibi zengin ettin, istediğin arsayı ranta açtın. Orada insanları kafana göre zenginleştirdin. Ben hakkımı helal etmiyorum ama benim gibi açık yüreklilikle ve rahatlıkla bizim insanımız bunu söyleyemez. Söylerse depremzede olmasına rağmen soluğu hapiste alabilir. Soma maden faciasında yaşandığı gibi sokağın ortasında tekmeyi yiyebilir” dedi.
İktidara deprem üzerinden siyaset cevabı
Hüseyin Baş bir başka paylaşımında ise iktidar çevrelerinin, ‘Deprem üzerinden siyaset yapmayın’ sözlerine cevap verdi.
“Enkazların üzerinde siyaset yapanlar bize deprem üzerinden siyaset yapmayın diyor” diyen BTP lideri şu değerlendirmeyi yaptı; “Deprem oluyor, deprem üzerinden siyaset yapma, pandemi oluyor pandemi üzerinden siyaset yapma, döviz yükseliyor, ‘dış güçler çıkardı, kriz üzerinden siyaset yapma... Tamam ben siyaset yapmayayım da sen de bir şeye kifayet et. Hiç bir şeyi becerebildikleri yok ve hiçbir alanda siyaset yapmamız kabul edilemiyor. Sonra biz siyaset yapmıyoruz ki, biz bir gerçeği ortaya koymak istiyoruz. İnsanlar ekranlarından bakıyorlar ve bir şeyle muhatap oluyorlar ama işin içine girdiğinde, gerçeği gördüğünde, bölgeye gittiğinde tablonun bambaşka olduğunu görüyorsun. Sürekli manipüle ediliyoruz, sürekli kandırılıyoruz, sürekli gizlenen bir şeyler var. Deprem üzerinden siyaset yapma, şunun üzerinden siyaset yapma vs. Halbuki bunların hepsinin üzerinden siyaset yapmamız lazım ki gerçekler ortaya çıksın. Bize gelince 'deprem üzerinden siyaset yapma' ona gelince 'tüm seçim propagandamı deprem bölgesinden yürüteceğim'... Seçim çalışmasını niye deprem bölgesinde yürütüyor o zaman? Niye bu propagandan, 'Bu felaketin üzerinden ancak biz gelebiliriz' söylemi üzerine kurulu? Depremde siyaset bize yasak, sana serbest! Türkiye'de siyasi bir deprem yaşanıyor aslında. Siyasi bir felaketle karşı karşıyayız ama bunu gizlemek için ellerinden geleni yapıyorlar.
“Afet yönetimi yok, yönetimde afet var”
Hüseyin Baş’ın bir diğer paylaşımı da “Afet yönetimi yok, yönetimde afet var” başlığı altında oldu.
Baş, “Türkiye'de deprem olduğu zaman binalar yıkılıyor. Türkiye'de insanların evleri dere yatağına yapılmış oluyor ve bir sel hepsini alıp götürebiliyor. Bakın en son Malatya'dan geliyoruz, bizim döndüğümüzden sonraki gün sağanak yağış bekleniyor. Çadırlarda insanlar yaşıyor. Sağanak yağış geldiğinde bu insanlar orada nasıl yaşayabilecekler? Böyle bir ey mümkün değil” dedi.
“İnsanları enkazdan çıkaramadıkları için ölü sayısını gizliyorlar”
Depremde açıklanan ölü sayısına kimsenin inanmadığını da belirten BTP Genel Başkanı Baş, gerçek rakamı beceriksizlikleri ortaya çıkmasın diye açıklamıyorlar dedi.
Hüseyin Baş, “Ölü sayısı açıklanıyor ama hiç kimse buna inanmıyor. Bölgeyi gören hiç kimse buna ikna olmuyor. On binlerce binanın yerle bir olduğu yerde, nasıl 40-50 bin arası insanımızı kaybettik diyebiliriz. Bak çok yakın tarihte pandemide ne gördük? Vefat sayıları gizlendi ve bunlar daha sonra ortaya çıktı. Hata yaptık deyip itiraf ettiler. Yani pandemide de vefat sayısını gizledin, şimdi de yanlış rapor veriyorsun. Bunu niye gizliyor? Felaketin boyutlarını gizlemek için değil. O arama kurtarma çalışmasını yapamadıkları için gizliyorlar. O cesetlere ulaşamadıkları için gizliyorlar. Yani zannetmeyin ki birileri manipüle etmek için yapıyorlar. Hayır, vefat eden insanı oradan çıkarmayı beceremedikleri için bunu yapıyorlar” dedi.
SON YAZILAR