AK Parti Nevşehir Milletvekili Emre Çalışkan, Nevşehir’e yapılan yatırımlar hakkında bilgi vererek, şehirde devam eden 59 proje ile toplamda 171 projenin mevcut olduğunu söyledi.
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, Malatya’nın gündeminin deprem olduğunu belirterek, Malatya’da 74 konteyner kent kurulduğunu, 117 bin vatandaşın konteyner kentte ikamet ettiğini, köy konutlarının 7 bin 900’ünün ihalesinin yapıldığını, 3 bine yakınının teslimatını gerçekleştireceklerini söyledi.
“Hak sahibi olan herkes ev sahibi olacaktır.” diyen Fendoğlu, Malatya’da 3 bin konteyner iş yerine ihtiyaç olduğunu bildirdi.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, Gezi Parkı davası hükümlüsü, TİP’ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin, Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararlarının yok sayıldığını söyledi.
Türkoğlu, “Sizler, dün Meclis tutanaklarına ‘Türkiye’nin artık bir anayasası yoktur’ yazdırdınız. Unutmayın biz o cümleyi kazıyarak çıkartacağız.” ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta ve Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya’nın Genel Kurul’da dün okunan Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Can Atalay hakkındaki yazısının “yokluğunun tespitine” dair bir önerileri olduğunu belirten Bozdağ, söz konusu dilekçeyi işleme almadığını söyledi. Bozdağ, “Dün yapılan işlem Anayasa’ya uygun ve Anayasa’nın uygulaması şeklindedir. Tekemmül etmiş, tamamlanmış bir işlemdir. Bu nedenle bu dilekçeyi işleme alamıyorum.” diye konuştu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Kaya ve CHP Grup Başkanvekili Günaydın’ın, usul tartışması açılmasını istemesi üzerine de Meclis Başkanvekili Bozdağ, usul tartışması açarak lehte ve aleyhte olmak üzere 4 milletvekiline söz verdi.
– “Yapılan anayasaya uygun bir eylemdir”
Lehte söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, dün Genel Kurul’daki tablonun Türkiye’yi rahatsız ettiğini belirterek TBMM’nin tavrının herhangi bir yargı kurumunun tarafını tutmak yönünde olmaması gerektiğini söyledi.
Zengin, “‘Genel Kurul’da bunu duymadık, duymadığımız için yok hükmündedir’ deniliyor. Zaten duyulmaya dair bir irade yoktu.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanvekili Bozdağ’a Anayasa kitapçığı fırlatıldığını belirten Zengin, “Anayasa fırlatmak için değildir, okunmak içindir.” dedi.
Zengin, dün Genel Kurul’da AK Partili milletvekillerine DEM Partisi Mersin Milletvekili Perihan Koca Doğan’ın “katil” diye bağırdığını anlatarak şöyle devam etti:
“Bir grup milletvekili Meclisi terörize ederek iş çıkarabileceğini zannediyor. Meclisin asli dili kelimelerdir. Meclisin asli dili hukuktur. Dün burada yapılan da Anayasaya uygun bir eylemdir. Her şey hukuk zemininde varlık kazanmıştır.”
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, İçtüzük’te Yargıtay tarafından kesinleşmiş bir karar hakkında “Meclis, Anayasa Mahkemesinin kararını beklemelidir” gibi bir hüküm yer almadığını belirterek “Meclisin yaptığı işlem son derece açıktır ve hukuka uygundur. Bunun Anayasa’ya, İçtüzüğe aykırı olduğunu çıksın Anayasa’dan bir cümle okuyarak bir tane babayiğit buradan okusun biz de dinleyelim.” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesinin haddini, hududunu aştığını dile getiren Bülbül, “Anayasa Mahkemesi kendini bir temyiz makamı olarak görmüştür.” değerlendirmesini yaptı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise TBMM’de konuşma yapma ölçüsünün babayiğitlik değil, hukuka uygun bilgi sunmak olacağını belirtti.
Anayasanın 83. maddesini okuyan Günaydın, “Demek ki bu işler babayiğit olmakla değil, Anayasa’yı iyi bilmekle oluyor.” dedi.
Günaydın, “Anayasa Mahkemesi üyelerini de siz atadınız, Yargıtay üyelerini de siz atadınız. İki mahkeme arasında, atadığınız adamlar kapışıyor, utanmadan bunu sorun haline getiriyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanvekili Bozdağ’ın İçtüzüğün 68. maddesine göre dün birleşimi kapattığını anlatan Günaydın, “Burada stenograflar not edemezken, katibin söylediğini kimse duyamazken sükunet sağlanamamışken nasıl okuttu bu kararı?” diye sordu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya ise gerekçe uydurmanın bir kararın hukuki olacağı anlamına gelmeyeceğini belirterek en kötü kararın bile altında hukukçuların gerekçeleri olduğunu söyledi.
Kaya, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararının Meclis Genel Kurulunda okunmasını, darbe bildirilerinin TRT’de okunmasına benzetti.
– “Başörtüsü zulmüne bir uydurma gerekçeyle alkış tutanlar bizlere hukuk dersi veremez”
AK Parti Grup Başkanı Güler, Anayasanın 138. maddesindeki “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” hükmüne işaret ederek “Yani arkadaşlar diyor ki; ‘Anayasa’mızın 138. maddesinin son fıkrasını kaldırın, görmeyin. Yargıtay kesin hükmünü görmeyin’. Neden? ‘Bizim şu anda bu işimize geliyor.’ Klasik CHP tavrı işte.” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir hukuk devleti olduğunun altını çizen Güler, “90’lı yıllarda başörtüsü zulmüne, bırakın kanun, bırakın yönetmelik bir uydurma gerekçeyle alkış tutanlar; 367 meselesinde bırakın kanun, bırakın yönetmelik, ‘411 el kaosa kalktı’ derken alkış tutanlar, bizlere hukuk dersi veremez.” diye konuştu.
DEM Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, DEM Partisi Mersin Milletvekili Doğan’ın “katil” dediğinin tutanaklarda yer almadığını söyledi.
Bunun üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Zengin, Genel Kurul kapandıktan sonra DEM Partisi Mersin Milletvekili Doğan’ın defalarca “katil” diye bağırdığını belirterek kapandıktan sonra da Genel Kurulda kayıtlara devam edilmesini önerdi.
CHP Grup Başkanvekili Günaydın, Zengin’in önerisine katıldıklarını dile getirdi.
Meclis Başkanvekili Bozdağ, konuşmaların ardından tutumunda bir değişiklik olmadığını belirtti.
– Bozdağ, kendisine yönelik eleştirilere cevap verdi
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, Genel Kurulda dünden bu yana şahsına haksız ithamlar yapıldığını; kürsü masumiyeti ve tarafsızlığı nedeniyle bunlara cevap veremediğini kaydetti.
Tartışmaların sürekli tekrarlandığını ifade eden Bozdağ, “Belli ki Can Atalay unutuldu, Bekir Bozdağ üzerinden bir şey yapılıyor. Bir defa şunu söyleyeyim; FETÖ terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen terörist başıdır, bir terör örgütünün yöneticisi, kurucusudur, eli kanlı bir katildir. Ben bunu defalarca hem medyada hem burada söyledim ama 2011’de, 13 sene önce söylenmiş bir sözü sürekli getirip benim daha sonra söylediklerimi yok saymak, büyük bir haksızlıktır.” diye konuştu.
Bozdağ, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimini hatırlatarak “15 Temmuz’da CHP’den, diğer partilerden pek çok arkadaşımızla burada bombaların altında da ‘bize düşen burada ölmektir’ diye milletvekilleriyle beraber meydan okuyan da bir Bekir Bozdağ var. O zaman o konuşma da var ve bu devletin içerisine sızmış bu Haşhaşilerin, bu teröristlerin Türkiye Cumhuriyeti’nin yargısından, ordusundan, emniyetinden, kurumlarından ayıklanması konusunda Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde büyük bir mücadeleyi verirken en önde duran da bu kardeşinizdir. Benim yaptıklarım ortadadır.
FETÖ ile mücadele konusunda ve bilumum terör örgütlerine Türkiye’yi dar etme konusunda ortaya koyduğum iradenin zekatı beni bu konuda haksız yere eleştirenlere fazlasıyla yeter, artar bile.” ifadelerini kullandı.
Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim çöplüğe attığımız, çöplükte bıraktıklarımızı ve daha sonra ifade ettiğimiz net fikirleri de yok sayarak o çöplüğü karıştırıp getirenler sadece ellerini ve dillerini kirletirler. Ben tüm arkadaşlarımızdan istirham ediyorum; lütfen buranın şahsiyat yapmadan bir çalışma ortamını hep beraber yapalım. Benim alnım ak, başım dik. Kim ne derse desin Anayasa’ya, yasalara, İçtüzüğe sadakatle yoluma devam edeceğim. Beni itham ederek beni yolumdan, davamdan, Anayasa ve yasaları uygulamaktan kimse alıkoyamaz. Bekir Bozdağ’ın hayatı 98’den beri kamunun önündedir. Benim ne yaptığım ortada, her şey de kayıt altındadır. Birkaç tane örnek alıp benim daha sonra yaptığım mücadeleyi ve bunları devletten ayıklamak için yaptığım gayreti, çabayı hiç kimse yok sayamaz. Terör örgütü vasfı olmadığı dönemde herkesin söylediklerini bir çıkarır, yarıştırırsak neler olur… Ama biz dershanelerin, medya organlarının, eğitim kurumlarının, derneklerin kapatılmasında; yargının, adliyenin, emniyetin, ordunun, devletin tüm kurumlarına sızmış teröristlerin temizlenmesinde büyük bir fedakarlık yaptık.”
Artık bu konuda konuşmayacağını, kendisine iftira edenlerle hukuk önünde hesaplaşacağını belirten Bozdağ, sözlerini şöyle bitirdi:
“Benim CHP’li çok dostlarım var; DEM Parti’den, İYİ Parti’den, MHP’den, Saadet’ten beni öğrenciliğimden beri tanıyanlar var. benim hayatımın her anını bilenler var. O şahitlere de sorun, Bekir Bozdağ’ı size anlatırlar, terör örgütleri karşısında nasıl bir tavır karşısında olduğumu size söylerler. Biz terörün de teröristlerin de terör örgütlerinin de Amerika’nın kucağında oturup bu memlekete meydan okuyan herkesin de karşısındayız, karşısında olmaya devam edeceğiz.”
TBMM Genel Kurulunda grup başkanvekilleri, yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın, milletvekilliği düşürülen Gezi parkı davası hükümlüsü Can Atalay hakkında kararı okumasını beklemedikleri için kendisine sitem ettiklerini söyledi.
Kaya, “Biz size, ‘hayır olmaz, bunu ben yapamam’ deme cesaretini beklediğimiz için sitem ediyoruz. Yoksa sizin yakıştırıldığı şekliyle bir terör örgütüyle bir illiyet bağınızın, bir iltisakınızın olacağını düşünmüyoruz. Bu manada sizi tanıyoruz. Farklı süreçlerde farklı sözler söylemiş olabilirsiniz ama o yapıyla ilişkilerinizin olmadığını, sizin öğrencilik döneminizden bu yana sizi tanıyanlardan ve bizim de son dönemlerinize şahitlik etmemizden dolayı biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, TİP’li Can Atalay’ın milletvekilliğinin dünkü oturumda düşürüldüğünü anımsatarak, “Meclis Başkanlığının, anayasal devlet krizinin tarafı olmasının son derece üzüntü verici olduğunu” dile getirdi.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin davaya bakan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Akça’nın bir süre önce Yargıtay üyeliğine seçildiğini hatırlatan Usta, “Suikastın üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen henüz iddianamenin bile hazırlanmadığını; adı karışan faillerin tutuklanmadığı ve her yönüyle karanlıkta bırakılmış bu cinayetin dosyasına bakan Ankara Cumhuriyet Başsavcısının adeta ödüllendirilerek Yargıtay üyeliğine atanması, adalete olan inancımızı derinden sarsmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
Özel okul öğretmenlerinin hafta başında Meclis önünde bir eylem yaptığını ve sorunlarını dile getirdiklerini aktaran Usta, özel okullardaki öğretmenlerin asgari ücretle çalıştıklarını; bazılarının asgari ücretin altında maaş aldıklarını söyledi. Özel okullardaki öğretmenlerin ücretlerinin, kamuda çalışan öğretmen maaşından az olmamasını öngören düzenlemenin 2014’te kaldırıldığını dile getiren Usta, bu konuda yasal düzenleme yapılması için kanun teklifi verdiklerini söyledi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesini kabul etmediklerini belirterek, “Bunun bir hukuk ve yargı darbesi olduğunun altını çiziyorum. Ne olursa olsun Can Atalay bizim gözümüzde milletvekilidir ve Hatay halkının da iradesidir. Hiç kimse bu gerçeği değiştiremeyecektir.” diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM’nin, seçilmiş bir milletvekilinin milletvekilliğini düşürmek için şevkle ve hızla çalışarak sonuç yarattığını öne sürerek, “Bunun kabul edilemez olduğunu görüyoruz. Buna ‘evet’ diyenlerin tarih karşısındaki sorumluluğu baki kalacaktır.” dedi.
Türkiye’de adaletin ve demokrasinin hızla geriye gittiğini savunan Günaydın, şunları kaydetti:
“Demokrasi aynı zamanda bir ekmek meselesidir. Eğer demokrasiyi, hukuku, hakkı bu Meclis’te tesis edebilseydik 2024 yılı bütçesi böyle geçmezdi. Bütçe görüşmeleri sırasında ‘siz zengine bütçe yapıyorsunuz’ dedik. Aldırmadınız, tıpkı bugün olduğu gibi çoğunluğunuza dayanarak o bütçeyi geçirdiniz. Son bir yılda en zengin yüzde 25 ile en fakir yüzde 25’in arasında gelir dağılımı 17 kata ulaştı. Türkiye’de zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul oluyorlar. Bu, uyguladığınız politikalar yüzünden böyle oluyor.”
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, İstanbul Sarıyer’de Santa Maria Kilisesi’ndeki silahlı saldırıda yaşamını yitiren Tuncer Murat Cihan’a rahmet diledi.
Saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında iki katil zanlısının yakalandığını, olayın tüm yönleriyle araştırıldığını ifade eden Zengin, “Yüzyıllardır bu ülkede farklı dinden insanlar yan yana, huzur içerisinde yaşıyorlar. O sebeple hangi saikle, nerede, nasıl yapıldığının derinlemesine araştırılması çok önemli.” dedi.
Zengin, yazar Mario Levi’nin vefatı dolayısıyla edebiyat camiasına da başsağlığı dileklerini iletti.
BHA
SON YAZILAR